Yazar: Erdinç KOCAMAN (Page 1 of 23)

En Uzun Işık, En Derin Gölge

En Uzun Işık, En Derin Gölge
Bugün 21 Haziran…
Güneş gökyüzünde en uzun süren dansını ederken, biz de içimizde bir yolculuğa çıkıyoruz. Bugün, ışığın zirveye ulaştığı, gölgelerin bile kendini itiraf ettiği bir gün.
Geçmiş zamanlarda insanlar bu günü bir kutsallıkla selamladı.
Prometheus’un ateşi, Gılgamış’ın ölümsüzlük arayışı, Bozkurt’un peşinden gelen kavimlerin kaderi… Hepsi bir şeyi anlatıyordu: Arayış.
Bir anlamın, bir kurtuluşun, bir ışığın arayışı.
Ve şimdi, modern çağda…
Bizler de arıyoruz.
Ama artık tanrıların değil, teknolojiyle kutsanmış insanların peşindeyiz. Steve Jobs’un tılsımlı konuşmalarında, Elon Musk’ın roketlerinde, Instagram’daki sonsuz başarı hikâyelerinde… Her birinde bir mit, her birinde bir cevap saklı sanıyoruz.
Ama 21 Haziran bize şunu fısıldıyor:
Gerçek ışık dışarıda değil, içimizdedir.
Bugün güneş ne kadar yüksekten bakarsa baksın, onun aydınlattığı en değerli yer yine senin içindir:
Kendi kalbin.
Kendine sormadığın sorular, ertelediğin yüzleşmeler, sevip de dile getirmediğin cümleler…
Her mitin bir kahramanı vardır. Belki bir tanrı, belki bir savaşçı…
Ama modern zamanlarda o kahraman sen olmalısın.
Karanlıktan geçerek, kendi gölgene dokunarak…
Bir şeyin “en çok olduğu” yerde “en az olanı” da anlamalısın.
Bugün en çok ışık varsa, belki de kendine en çok bakman gereken gün de bugün.
Bugün birine içten bir selam ver.
Kırgın olduğun biriyle arandaki duvarı kaldır.
Sustuğun bir duyguyu yaz.
Ve en önemlisi, kendini dinle.
Çünkü yaz gündönümünde hayat sadece doğaya değil, sana da şunu hatırlatıyor:
Işığı uzatabilirsin, ama sonsuz kılamazsın.
O yüzden hisset… Söyle… Paylaş…
Çünkü bu ışık, bir daha ancak bir yıl sonra bu kadar uzun sürecek.
Ve sen,
Işığınla ne yapacağına bugün karar vereceksin.

Uzayın Sessiz Dansçıları: Gök Cisimlerinin Yörüngesindeki Toz Bulutları

Uzayın Sessiz Dansçıları: Gök Cisimlerinin Yörüngesindeki Toz Bulutları

Bir an düşünün: Ay’ın etrafında, görünmez ama her an varlığını hissettiren milyarlarca minik toz zerresi hafifçe süzülüyor. Bu incecik toz tabakası, sanki uzayın derinliklerinde sessiz bir dans gerçekleştiriyor. Peki, bu tozlar nereden geliyor? Ve neden Ay gibi gök cisimlerinin etrafında toz bulutları oluşuyor?

İşte, cevabı mikro meteoritler veriyor. Uzayda hızla yol alan bu küçük ama güçlü parçacıklar, bir gök cisminin yüzeyine çarptığında, yüzeyden minik parçacıkları adeta fırlatıyorlar. Sizce bu parçacıklar ne yapar? Dünyada olsaydı, hemen yere düşerdi, değil mi? Ama Ay’da, yerçekimi çok zayıf olduğu için bu tozlar havada asılı kalabiliyor. Düşünsenize, o küçük toz zerrecikleri yavaşça Ay’ın etrafında dönerken, minik bir toz bulutu oluşturuyor. Hatta bazen o kadar kalabalık oluyorlar ki, sanki Ay’ın küçük bir uydusu gibi davranıyorlar.

Sadece Ay’da mı? Hayır! Merkür ve Mars’ın uyduları Phobos ile Deimos gibi atmosferi ince ya da hiç olmayan diğer gök cisimlerinde de benzer olaylar yaşanıyor. Sizce bu tozlar, nasıl davranıyor? Onlar da o cisimlerin yörüngesinde dolaşıyor ve bazen sanki geçici uydular gibi hareket ediyorlar.

Peki, neden bu toz bulutları bilim insanları için önemli? Uzayda hareket eden bu minik parçacıklar, ekipmanlarımızı nasıl etkileyebilir? Belki de astronotların yüzeydeki hareketini zorlaştırabilir ya da araçların dış yüzeyinde aşınmaya neden olabilir. Sizce, gelecekte Ay’da ya da Mars’ta yaşayacak insanları nasıl etkileyebilir?

Uzayın bu sessiz dansçılarını anlamak, sadece yıldızların değil, bizim de güvenliğimiz için çok önemli. Siz de bir dahaki sefere gökyüzüne baktığınızda, o minik toz parçacıklarının aslında ne kadar büyük bir hikâyenin parçası olduğunu hatırlayın.

Uzayda birçok gök cisminin etrafında doğal olarak oluşan ince bir toz tabakası vardır. Bu toz, atmosfer ya da rüzgâr etkisiyle değil, mikro meteoritlerin sürekli yüzeye çarpmasıyla oluşur. Mikro meteoritler, son derece küçük ancak yüksek hızla hareket eden parçacıklardır. Bu parçacıkların gök cisimlerine çarpması yüzeydeki kaya ve tozları uzaya fırlatır. Düşük yerçekimi ise bu tozların hızla yüzeye düşmesini engeller ve böylece tozlar yörüngede kalabilir.

Özellikle Ay, atmosferi olmadığı için mikro meteorit bombardımanına doğrudan maruz kalır ve bu bombardıman sonucunda yüzeyinden sürekli toz parçacıkları fırlar. Benzer şekilde, Merkür ve Mars’ın uyduları gibi küçük atmosferi ince ya da hiç olmayan gök cisimlerinde de bu durum yaşanır.

Bu ince toz bulutları, uzaydaki toz parçacıklarının hareketini ve etkileşimini anlamak açısından büyük önem taşır. Ayrıca, insanlı uzay görevleri planlanırken bu tozun ekipmanlar ve görev güvenliği üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulmalıdır.

Japon ve İsviçre Mekanizmalı Saatlerin Derinlemesine Teknik İnceleme ve Karşılaştırma

Saat dünyası, saat mekanizmalarının kökenlerine, tasarım prensiplerine ve çalışma şekillerine göre büyük ölçüde iki ana akıma ayrılır: Japon mekanizmalı saatler ve İsviçre (Swiss) mekanizmalı saatler. Bu iki farklı saat yapım geleneği, teknolojik yaklaşımları, işçilik kalitesi, dayanıklılık ve kullanım alanları açısından birçok açıdan farklılıklar gösterir.

Saat Mekanizmalarının Temel Çalışma Prensipleri

Bir saatin kalbinde yatan mekanizma (movement), saatin doğru zaman göstermesini sağlayan karmaşık bir sistemdir. Mekanizma türleri temel olarak ikiye ayrılır:

Mekanik Mekanizma: Enerji, yayların kurularak depolanmasıyla sağlanır. Enerji, bir dizi dişli ve düzenek yoluyla kontrollü biçimde salınım yaparak hareketi sağlar. İki türü vardır:

El Kurmalı Mekanik: Kullanıcı tarafından yay kurulur.

Otomatik Mekanik (Self-winding): Bilek hareketleriyle kurulur.

Quartz Mekanizma: Enerji, bir pil ile sağlanır. Elektrik akımı quartz kristalini titreştirir ve bu titreşimler saatin düzenli çalışmasını sağlar.

Japon Mekanizmalı Saatler: Teknik Detaylar ve Örnekler

Tarihçe ve Önde Gelen Markalar

Japon saatçiliği özellikle Seiko, Citizen ve Casio gibi markalarla globalde tanınır. 1969’da Seiko’nun Astron modeli ile tanıttığı quartz mekanizma devrimi, saat endüstrisinde büyük bir kırılma noktası oldu.

Japon Mekanizma Tipleri

Mekanizma Türü

Açıklama

Örnek Modeller

Quartz Mekanizma

Pil ile çalışan, yüksek hassasiyetli ve düşük bakım gerektiren mekanizma.

Seiko Astron, Citizen Eco-Drive

Mekanik (Otomatik)

Bilek hareketiyle kurulan, uzun ömürlü ve dayanıklı mekanizma.

Seiko 5 Serisi, Grand Seiko

Spring Drive

Mekanik enerjiyle çalışan, quartz regülatör ile hassasiyet artırılmış hibrit mekanizma.

Grand Seiko Spring Drive

Spring Drive mekanizması, Japon saat endüstrisinin en teknik yeniliği olarak kabul edilir. Mekanik bir ana yaydan enerji alır, ancak bir quartz osilatör ile hareketin düzenlenmesini sağlar. Böylece klasik mekanik saatin sıcaklığı ve hassasiyeti ile quartz’un doğruluğu birleşir.

Teknik Ayrıntılar

  • Hassasiyet: Japon quartz saatler ±10 saniye/yıl doğruluğa ulaşabilir.
  • Dayanıklılık: Genellikle çelik kasa ve yüksek dayanıklılıklı safir cam kullanılır.
  • Bakım: Mekanik modellerde 5-7 yılda bir bakım önerilir.
Japon Saatlerinin Avantajları
  • Daha uygun fiyatlıdırlar.
  • Dayanıklı ve günlük kullanıma uygundurlar.
  • Quartz modeller uzun pil ömrü sunar.
  • Spring Drive gibi yenilikçi teknolojiler sunarlar.

İsviçre Mekanizmalı Saatler: Teknik Derinlik ve Örnekler

Tarihçe ve Önde Gelen Markalar

İsviçre, saatçilikte klasik ve yüksek işçilikle özdeşleşmiştir. Rolex, Omega, Patek Philippe, TAG Heuer, Audemars Piguet gibi markalar İsviçre mekanizmasının zirvesindedir.

İsviçre Mekanizma Tipleri

Mekanizma Türü

Açıklama

Örnek Modeller

Mekanik (Otomatik)

Yüksek hassasiyetli, el yapımı veya yarı otomatik üretim mekanizması.

Rolex Submariner, Omega Seamaster

Mekanik (El Kurmalı)

Klasik tasarım, manuel kurulumlu mekanizma.

Patek Philippe Calatrava

Quartz Mekanizma

Pil ile çalışan, İsviçre yapımı quartz saatler de mevcuttur.

Longines Conquest V.H.P.

Teknik Özellikler

Hassasiyet: İsviçre mekanik saatlerin çoğu COSC sertifikasına sahiptir, bu da ±4 saniye/gün doğruluk demektir.

Komplikasyonlar: Tarih, kronograf, tourbillon, ay fazı gibi karmaşık mekanizmalar yaygındır.

Malzeme Kalitesi: Genellikle 316L paslanmaz çelik, altın ve titanyum kullanılır. Safir kristal cam standarttır.

İşçilik: Mekanizmalar elle monte edilir ve yüzlerce parçadan oluşabilir.

İsviçre Saatlerinin Avantajları

Yüksek işçilik ve dayanıklılık.

Lüks ve prestij sembolü.

Karmaşık mekanik komplikasyonlara sahip modeller.

Uzun ömürlü, yıllarca bakım yapılabilir.

Japon ve İsviçre Mekanizmalarının Karşılaştırması

Özellik

Japon Mekanizmaları

İsviçre Mekanizmaları

Doğruluk

Quartz’ta çok yüksek, mekanikte iyi

Mekanikte yüksek, quartz’ta iyi

Teknoloji

Yenilikçi (Spring Drive, Eco-Drive)

Geleneksel, yüksek işçilik

Fiyat Aralığı

Genellikle daha uygun fiyatlı

Daha pahalı, lüks segment

Dayanıklılık

Günlük kullanım için çok uygun

Uzun ömürlü ve sağlam

Bakım Gereksinimi

Quartz modeller neredeyse bakım gerektirmez

Mekanik modellerde düzenli bakım şart

Karmaşıklık (Komplikasyon)

Daha az karmaşık, fonksiyonel

Çok karmaşık ve lüks komplikasyonlar

Estetik & İşçilik

Minimalist ve fonksiyonel

Sanatsal ve prestijli

Kullanım Alanı

Günlük ve spor saatleri için ideal

Lüks, koleksiyonluk ve yatırım amaçlı

Kullanım Alanları ve Hangi Mekanizma Tercih Edilmeli?

Günlük Kullanım İçin: Japon quartz ve otomatik saatler dayanıklılık, pratiklik ve ekonomik olma açısından öne çıkar.

Lüks ve Prestij: İsviçre mekanizmalı saatler, yüksek işçilik ve marka değeri sebebiyle tercih edilir.

Teknolojik Meraklılar: Spring Drive gibi yenilikçi Japon mekanizmaları, teknoloji meraklıları için caziptir.

Koleksiyoncular: Karmaşık İsviçre komplikasyonları ve el işçiliği koleksiyoncular tarafından daha çok tercih edilir.

Dünyada Tercih Edilen Mekanizmalar

Pazar payı açısından: Japon quartz mekanizmalar, fiyat-performans dengesi sebebiyle dünya çapında en yaygın tercih edilen mekanizmalardır.

Lüks segmentte: İsviçre mekanizmaları, prestij ve değer açısından üstünlük sağlar.

Teknoloji: Seiko’nun Spring Drive’ı gibi Japon mekanizmaları, teknoloji ve hassasiyet arayanlar için ideal.

Az Bilinen Teknik Detaylar ve İlginç Bilgiler

Japon Saat Mekanizmalarında Dayanıklılık: Seiko’nun “Diashock” sistemi, mekanik darbeleri azaltarak mekanizma ömrünü uzatır.

İsviçre Saatlerinde “Incabloc” Şok Koruma Sistemi: Mekanizma hassasiyetini artırmak için kullanılan standart bir sarsıntı önleyici sistem.

Japon Saatlerin Pil Ömrü: Citizen’in Eco-Drive modelleri, güneş enerjisi ile çalışan ve pil değiştirmeyi neredeyse ortadan kaldıran teknolojiye sahiptir.

İsviçre Saatlerinde Tourbillon Mekanizması: Dünyanın en karmaşık saat komplikasyonlarından biri olan tourbillon, yerçekimi etkisini azaltarak mekanizmanın doğruluğunu artırır.

Japon Mekanizmalarının Sessizliği: Spring Drive saatler, saniye ibresinin mekanik saatlerdeki gibi “tik-tak” değil, yumuşak ve sürekli hareket ettiği nadir modellerdendir.

Citizen Tsuyosa Small Second

Saatlerin Hâkimi: Citizen Tsuyosa Small Second NK5010-01H

Dalışa yâda Uçmaya gerek yok, Citizen Tsuyosa Small Second NK5010-01H ile zamanın seyrine hazır olun! Bu saat, bir saatin hem şık hem işlevsel olabileceğini kanıtlayan gerçek bir “zaman sanatçısı.” Hadi bu saatle tanışalım. 😊

Tasarım: Şıklık ve Teknik Zarafet
Citizen Tsuyosa, 40 mm çapındaki paslanmaz çelik kasasıyla “beni ciddiye al ama çok da değil” diyor. Parlak gri kadranı ise tam bir sanat eseri! Guilloché tarzı desen, ışıkta adeta dans ediyor. Altı konumundaki küçük saniye alt kadranı, “benim detaylarla işim olmaz” diyenlere bile bir an durup baktıracak kadar etkileyici.

Otomatik Mekanizma: Kendini Kur, Dünyayı Kurtar
Saat, Citizen’in ünlü 8322 kalibre mekanizmasıyla çalışıyor. 60 saatlik güç rezervi sayesinde, ben yatarım ama bu saat çalışmaya devam eder havasında. Ayrıca iskeletleştirilmiş rotoruyla mekanizmanın çalışmasını izlemek tam bir görsel şölen! Bu saat hem işini yapıyor hem de gösterişi seviyor dedirtmekte

Kayış: Konfor ve Stil
Siyah deri kayışı, hem rahat hem şık bir deneyim sunuyor. İstediğiniz zaman kayışı değiştirebilirsiniz, çünkü hayat gibi saatler de bazen değişiklik ister! 22 mm genişliğindeki kayış seçenekleriyle saatinizi her gün farklı bir tarza bürüyebilirsiniz.

Su Direnci: Dalgaların Efendisi
50 metreye kadar suya dayanıklı. Yani bir dalgıç olmasanız da yağmura yakalanmaktan korkmanıza gerek yok. Suya dayanıklılık seviyesi tam da şöyle özetlenebilir: Beni sulara atma ama biraz su sıçrasa da sorun yok.

Kimler İçin?
Citizen Tsuyosa, hem teknik detaylara hayran olan saat meraklıları hem de günlük şıklık arayanlar için ideal. Ofisten sahile, bu saat her ortamda parlayacak bir tasarıma sahip.

Zamanın Kalbinde Bir Yolculuk
Citizen Tsuyosa Small Second NK5010-01H, saat dünyasında hem tasarımı hem de performansıyla dikkat çeken bir yıldız. Hem işlevsel hem de şık bir saat isteyenlerin, aynı zamanda beni takan da yakışıklı olsun diyenlerin bileğini süsleyecek bir model.

Unutmayın, bu saat sadece zamanı göstermekle kalmıyor, aynı zamanda sizi bir adım öne taşıyor. Peki, siz bu saati takmaya hazır mısınız?

Kutsal ve Profan: Din ve Ateizmin Değerler Sistemi

Hakiki bir inanç sistemi, varoluşu ilahi bir hikmetin yansıması olarak görür; kainatı mükemmel bir düzenin parçası, hayatı ise derin bir maksatla donatılmış bir emanet olarak değerlendirir. İnsan, bu perspektifte yalnızca bir varlık değil, yaratılmışların en değerlisi ve en şereflisidir. Hayatın nihai gayesi, maddi kazanımlardan öte, manevi bir tekamül süreci olarak tanımlanır. Ahlaki değerler, kişisel çıkarlardan bağımsız, evrensel bir doğruluk anlayışı üzerine inşa edilir. Doğa, insana verilmiş bir emanet olup, ona zarar vermek değil, koruyup gözetmek sorumluluğuyla hareket edilmelidir. Ümit, bu dünyadan öteye uzanan sonsuz bir hayat vaadiyle şekillenir. Sevgi, ilahi bir kaynaktan gelen, maddi açıklamalara indirgenemeyecek kadar kutsal bir duygudur. İnsan ise bu anlayışta, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olarak görülür ve bu sorumluluğa uygun yaşaması beklenir.

Ateizm ise varoluşu bir anlamdan yoksun bir süreç olarak yorumlar. Evren, düzensizliğin ve tesadüflerin bir ürünü, hayat ise amaçsız bir oluşumdur. İnsan, evrimsel bir süreçte ortaya çıkmış, diğer canlılardan farkı olmayan bir varlık olarak ele alınır. Hayatın gayesi, anlık tatminler ve geçici hazlarla sınırlıdır. Ahlak, bireysel menfaatler doğrultusunda değişkenlik gösterir; objektif bir değer anlayışına dayanmaz. Doğa, sadece bir kaynak olarak değerlendirilir ve tüketim aracı olarak görülür. Ümit, çoğunlukla bir boşluk hissi ya da nihilizmle karşılanır. Sevgi, yalnızca kimyasal tepkimelerin bir yansıması olarak açıklanır. İnsan, herhangi bir üstün değer atfedilmeyen bir biyolojik varlık olarak tanımlanır.

Din, varoluşu anlamlandırır, evrene değer katar ve hayata bir gaye yükler. Mesela, inanç sisteminde insandaki DNA yapısının bilgi depolama kapasitesi sıradan bir biyolojik kodlama değil, ilahi bir mühendislik harikası olarak görülür. İnsan DNA’sındaki dört harfli kimyasal kod, tüm insan vücudunu şekillendiren yaklaşık 3 milyar harften oluşan bir kitabı barındırır. Bu kitap öyle bir düzenle yazılmıştır ki, tek bir harf hatası genetik bir hastalığa yol açabilir. Bu olağanüstü düzen, sadece biyolojik bir mekanizma değil, evrendeki kusursuz düzenin bir yansıması olarak algılanır. Ayrıca, insan beynindeki nöronların karmaşık ağı, bir kentteki elektrik, ulaşım ve iletişim hatlarının toplamından bile daha gelişmiş bir sistem olarak yorumlanır. Bu tür detaylar, hayatın yalnızca rastlantılarla açıklanamayacak kadar derin bir hikmeti olduğunu gösterir.

Ateizm ise bu tür harikaları mekanik bir süreç olarak görür ve daha fazla anlam yüklemekten kaçınır. Bu bakış açısında, bir insanın yaşamı, doğumdan ölüme kadar geçen kısa bir zaman diliminden ibarettir. Örneğin, bir yıldızın patlaması ya da bir çocuğun gülümsemesi, herhangi bir metafizik anlam taşımaksızın sadece fiziksel ve biyolojik süreçler olarak yorumlanır. Hayatın zorlukları, anlamsız bir kaosun ürünü, ölüm ise kesin ve geri dönüşsüz bir yok oluş olarak görülür. Sevgi bile sadece hormonal tepkilerden ibaret olduğunda, insan ilişkilerinin derinliği ve kutsallığı kaybolur. Böyle bir anlayışta, bir insanın başkası için fedakarlık yapması ya da adalet uğruna mücadele etmesi, rasyonel bir sebebe dayandırılamaz ve çoğunlukla bireysel menfaatlere indirgenir.

Bu iki zıt bakış açısı, insanın dünyaya ve kendisine dair algılarını kökten etkiler. Din, insanı gökyüzüne baktırıp yıldızlar arasında bir hikaye okumaya teşvik ederken; ateizm, yıldızların sadece devasa gaz kütlelerinden ibaret olduğunu söyleyerek bu hikayeyi sessizliğe mahkum eder. İnsan için asıl mesele, bu iki bakış açısından hangisinin ruhunu daha çok doyurduğunu ve hayatını daha anlamlı kıldığını keşfetmektir.

Watch Accuracy Meter

Watch Accuracy Meter, saatlerin doğruluğunu ölçmek için kullanılan bir uygulamadır. Bu uygulama genellikle mekanik saatler için kullanılır ve saatin günlük sapmasını ölçmeye yarar. Çalışma prensibi basittir. Saatin tıklama sesini mikrofon aracılığıyla algılayarak, sapma oranını belirler.

Nasıl Çalışır?

Mikrofon Kullanımı: Uygulama, saatin çıkardığı “tik-tak” sesini kaydetmek için cihazın mikrofonunu kullanır. Mikrofonun algıladığı ses dalgalarını analiz ederek, saatin çalışma hızını ölçer.

İnce Ayar: Ölçüm sırasında, saatin beat rate (vuruş oranı) ayarını uygulamaya girmek gerekebilir. Kaç vuruş yaptığını biliyorsanız tabi Saatin kaç vuruş yaptığı (örneğin, 21.600 veya 28.800 vuruş/saat) doğru sonuç almanız için önemlidir.

Sonuçların Hesaplanması: Uygulama, saatin kaç saniye ileri veya geri kaldığını milisaniye cinsinden hesaplar. Bu hesaplama günlük sapmayı verir ve sonuçları +/- saniye/gün şeklinde gösterir.

Çıkan Sonuçlar Ne İfade Eder?

Pozitif Sapma: Eğer sonuç pozitif bir değer gösteriyorsa, saat hızlı çalışıyor demektir. Örneğin, “+10 s/gün” ifadesi saatin günde 10 saniye ileri gittiğini belirtir.

Negatif Sapma: Negatif değer saatin yavaş çalıştığını gösterir. “-5 s/gün” saatin günde 5 saniye geri kaldığını gösterir.

İdeal Sapma Aralığı: Genellikle, günlük sapmanın birkaç saniyeyle sınırlı olması beklenir. COSC (Chronometer Certification) sertifikalı saatlerde bu değer, günlük -4 ila +6 saniye arasında olmalıdır.

Watch Accuracy Meter uygulama ekranında  BPH, İngilizce “Beats Per Hour” ifadesinin kısaltmasıdır ve Türkçede “Saat Başı Vuruş” anlamına gelir. BPH, mekanik bir saatin saatte kaç vuruş yaptığını belirtir ve saatin çalışma hızını anlamamıza yardımcı olur. Her mekanik saatin belirli bir BPH değeri vardır ve bu, saatin balans çarkının saatte kaç salınım yaptığına göre belirlenir.

BPH Değerinin Analizi

BPH değeri, saatinizin hızını anlamada önemlidir çünkü farklı mekanik saatlerin farklı BPH değerleri vardır mesala

18,000 BPH: Daha eski mekanik saatlerde yaygındır.

21,600 BPH: Orta hızda çalışan saatlerde yaygındır.

28,800 BPH: Günümüzde birçok modern saat bu değerde çalışır. Daha yüksek BPH değeri, daha akıcı bir saniye ibresi ve daha hassas zaman tutma potansiyeli sağlar.

36,000 BPH: Yüksek hızlı çalışan saatlerde görülür; bu, daha fazla hassasiyet anlamına gelebilir.

BPH Nasıl Kullanılır?

Saatinizin doğru BPH değeri ayarlanmazsa, uygulama yanlış sonuçlar verebilir. Bu yüzden Watch Accuracy Meter kullanırken saatinizin üretici bilgilerine göre doğru BPH değerini girdiğinizden emin olmalısınız. BPH değeri doğru girildiğinde, uygulama saatinizin sapma oranını daha doğru bir şekilde ölçer ve saatinizin hızlı mı yavaş mı çalıştığını gösterir.

Benim Seagull 1963 model mekanik saatimin BPH (Beats Per Hour) değeri 21,600 BPH olarak ayarlamalıyım. Bu saat, her saatte 21,600 vuruş yapar, yani saniyede 6 yarı salınım gerçekleştirir.

Eğer Watch Accuracy Meter gibi bir uygulamada saatinizin doğruluğunu ölçerken BPH değeri doğru girilmezse, sapma oranları yanlış çıkabilir. Bu yüzden ölçüm yaparken saatinizin 21,600 BPH değerine sahip olduğunu girdiğinizden emin olmalısınız.

Watch Accuracy Meter uygulamasında Rate değeri, saatin günlük sapmasını (saniye/gün) gösterir. Bu değer, saatin günde kaç saniye ileri veya geri kaldığını belirtir.

Eğer ölçüm yaptığınızda Rate değeri 0 gösteriyorsa, saatiniz ölçüm sırasında çok hassas bir şekilde doğru çalışıyor, yani herhangi bir ileri veya geri kalma sapması göstermiyor demektir. Başka bir deyişle, saatiniz bu durumda günde 0 saniye sapma yapıyor gibi görünür.

Ancak bu değerin gerçekten doğru olduğundan emin olmak için:

Doğru BPH Değeri girdiğinizden emin olun (Seagull 1963 için bu değer 21,600 BPH’dir).

Ses Algılamasının Sağlıklı Olduğunu kontrol etmek gerekir. Mikrofon doğru şekilde ses almazsa, ölçüm hatalı olabilir.

Bu koşullar sağlanıyorsa ve Rate 0 çıkıyorsa, saatinizin oldukça hassas bir şekilde çalıştığını söyleyebiliriz.

Beat error, mekanik saatlerde balans çarkının iki yönlü salınımının ne kadar simetrik olduğunu gösterir. Bu değer, balans çarkının her iki yöndeki hareketi arasında zamanlama farkı olup, milisaniye (ms) cinsinden ölçülür.

Seagull 1963 gibi mekanik bir saatte beat error değeri ideal olarak 0 ms veya buna yakın olmalıdır. Ancak çoğu saatte 0.0–0.6 ms arasındaki beat error değerleri kabul edilebilir. ölçümümüzde 0.4 ms çıkması, saatin balans çarkının her iki yönde de küçük bir zaman farkı ile hareket ettiğini gösteriyor. Bu fark küçük olduğu için saatin performansı üzerinde ciddi bir etki yapmaz, ancak daha hassas bir ayar için bu değer 0’a yaklaştırılabilir.

Beat Error Değerinin Anlamı ve Önemi

Düşük Beat Error (0-0.5 ms): Saatin balans çarkı dengeli bir şekilde hareket ediyor demektir ve bu saatin daha hassas çalışmasını sağlar.

Yüksek Beat Error (1 ms ve üstü): Saatte ciddi bir denge sorunu olduğunu gösterebilir ve bu durum zaman tutma doğruluğunu etkileyebilir.

Eğer beat error değeri çok yüksekse, bir saat ustasına gösterip balans çarkının simetrik bir şekilde ayarlanması gerekebilir.

Amplitude (Ampl), mekanik saatlerde balans çarkının bir salınım sırasında yaptığı toplam açıyı derece cinsinden ölçen bir değerdir. Bu değer, saatinizin mekanik parçalarının ne kadar enerjiyle çalıştığını ve zembereğin ne kadar iyi durumda olduğunu gösterir. Genellikle derece sembolü ile (°) ifade edilir.

Amplitude Değerinin Anlamı

Yüksek Amplitude (örneğin, 300° civarı): Saatin zembereği güçlü bir enerji üretiyor ve balans çarkı sağlıklı bir salınım yapıyor demektir.

Düşük Amplitude (örneğin, 200° altı): Enerji kaybı veya sürtünme gibi problemler olabilir, bu da saatin doğru çalışmasını olumsuz etkileyebilir. Düşük amplitude, zaman içinde oluşan yıpranma veya yağ eksikliğinden de kaynaklanabilir.

Seagull 1963 İçin İdeal Amplitude

Seagull 1963 gibi bir mekanik saatte, amplitude değerinin 250° ile 300° arasında olması idealdir. ölçümde 259° çıkması, saatinizin oldukça iyi bir durumda olduğunu gösterir. Bu değer, balans çarkının yeterince enerji aldığını ve salınımının sağlıklı olduğunu belirtir.

Sonuç olarak, 259° amplitude değeri saatinizin güçlü ve dengeli çalıştığını ifade eder, bu nedenle herhangi bir bakım ihtiyacı görünmemektedir.

Hatırlatma 

BPH (Beats Per Hour): Saat Başı Vuruş
Saati oluşturan mekanizmanın saatte yaptığı vuruş sayısını ifade eder.
Rate: Sapma
Günlük olarak saatin ileri veya geri kalma miktarını gösterir. “Rate değeri” yerine “Günlük sapma” denilebilir.
Beat Error: Vuruş Hatası
Balans çarkının iki yönlü salınımı arasındaki zaman farkını ifade eder. “Vuruş hatası” ya da “salınım hatası” olarak kullanılabilir.
Amplitude: Salınım Açısı
Balans çarkının bir salınım sırasında kat ettiği açıyı gösterir.

Kuvars ve Mekanik Saatlerde Günlük Sapma Nedir?

Kuvars ve Mekanik Saatlerde Günlük Sapma Nedir?

Zaman, insanlık için her dönem önemli bir kavram oldu; ancak doğru zaman tutma hassasiyeti, teknolojinin gelişimiyle günümüzde en üst seviyeye ulaştı. Bu hassasiyeti sağlayan saatlerin ölçümlerinde “günlük sapma” büyük bir rol oynar. Peki, günlük sapma nedir ve bir saatin doğruluğunu nasıl etkiler? Mekanik ve kuvars saatlerde günlük sapmanın kabul edilebilir değerlerine yakından bakalım.

Mekanik Saatlerde Günlük Sapma: Yaşayan Mekanizmanın Ritim Farklılıkları

Mekanik saatler, içinde bulunan yay ve dişlilerle çalışan, saatçilik tarihinin en köklü örnekleridir. Bu saatler, insan eliyle üretilen karmaşık birer mekanizma olmaları nedeniyle her gün ufak sapmalar gösterebilirler. Mekanik saatlerde günlük sapma, saatin günde ne kadar ileri ya da geri kaldığını ifade eder ve bu sapmalar birkaç saniyeden başlayarak bazen 10 saniyeyi de aşabilir.

Mekanik saatlerde kabul edilebilir günlük sapma aralığı genellikle şu şekildedir:

Sertifikalı Kronometreler (COSC Sertifikalı): -4 ile +6 saniye arasında bir sapma aralığına sahiptir. COSC (Contrôle Officiel Suisse des Chronomètres) sertifikası, saatlerin İsviçre Resmi Kronometre Test Enstitüsü tarafından test edilip onaylandığı anlamına gelir. Bu sertifikaya sahip saatler, en yüksek doğruluğa sahip mekanik saatler olarak kabul edilir.

Ortalama Mekanik Saatler: Genelde günlük -10 ile +10 saniye arasında sapmalar gösterir. Bu aralık, çoğu mekanik saatin doğruluk standartlarını karşılar ve saat severler için tatmin edici bir hassasiyet sunar.

Daha Eski veya Düşük Kalite Mekanik Saatler: Günlük sapma değerleri -20 ile +20 saniye arasında değişebilir. Bu saatlerin doğruluğu daha geniş bir aralıkta olmakla birlikte, belirli bir oranda sapma göstermesi doğaldır.

Mekanik saatlerin bu sapmalara sahip olması, onların karmaşık mekanizmalarından kaynaklanır. Dişliler, yay ve balans çarkı gibi birbirine bağımlı parçalar bir arada çalışır, ancak çevresel etkenler, sıcaklık değişiklikleri ve manyetik alanlar gibi faktörler sapmaları kaçınılmaz kılar.

Kuvars Saatlerde Günlük Sapma: Mükemmel Doğruluğun Yakın Takipçisi

Kuvars saatler ise elektronik bir mekanizma ile çalışan ve kuvars kristalinin titreşimleri sayesinde zamanı ölçen daha modern bir teknolojiye sahiptir. Bu kristal titreşimleri oldukça hassastır ve saatin doğruluğunu mekanik saatlere göre çok daha yüksek düzeye taşır. Kuvars saatlerin günlük sapma değeri genellikle çok düşüktür ve saatin her gün aynı hassasiyetle çalışmasını sağlar.

Kuvars saatlerde günlük sapma aralıkları ise şöyledir:

Standart Kuvars Saatler: Genellikle ±15 saniye günlük sapmaya sahiptir. Bu aralık, kuvars saatlerin çoğunluğu için kabul edilen standarttır. Yani, bir kuvars saat günde en fazla 15 saniye ileri veya geri kalabilir.

Yüksek Kalite Kuvars Saatler: Kronometre sertifikasına sahip ya da üstün kaliteli kuvars saatlerde günlük sapma ±10 saniye ya da daha az olabilir. Bu saatler, özellikle doğruluk arayan kullanıcılar için üretilmiştir.

Dijital Kuvars Saatler: Dijital kuvars saatler, elektronik bileşenlerinin desteğiyle genellikle ±1 saniye kadar hassas çalışır. Dijital saatlerde görülen yüksek doğruluk, özellikle günlük kullanımda sıkça tercih edilmesini sağlar.

Saatinizin Sağlığını Koruyun: Sapmalar ve Bakım İhtiyacı

Saatinizin günlük sapma değeri, mekanizmanın sağlığını belirten önemli bir göstergedir. Özellikle mekanik saatlerde, eğer sapma değerleri kabul edilen aralıkların çok üzerine çıkıyorsa, saatin bakıma ihtiyacı olabilir. Zemberek, balans çarkı veya dişlilerde bir sorun olduğunda bu durum saatin doğru çalışmasını engelleyebilir. Kuvars saatlerde ise pilin zayıflaması ya da kristal rezonatöründe oluşabilecek küçük bir sorun, doğruluğu etkileyebilir.

Antik Mısır’da ay ve gün adları var mıdır?

Antik Mısır’da takvim, 12 aya bölünmüş 365 günlük bir yılı esas alıyordu. Her ay 30 gün olarak kabul edilir ve yıl, üç mevsime ayrılırdı: Nil taşkınlarının olduğu mevsim (Akhet), tohum ekme ve büyüme mevsimi (Peret) ve hasat mevsimi (Shemu). Bu mevsimlerin her biri dört ay sürerdi.

Akhet (Taşkın Mevsimi)
Thoth: Yılın ilk ayı, genellikle Nil’in taşkınlarının başladığı zamanı ifade eder.
Paopi (Pa-Opet): İkinci ay, Opet festivali bu ayda kutlanırdı.
Hathor: Üçüncü ay, tanrıça Hathor’a adanmıştır.
Koiak (Ka-Hor-Ka): Dördüncü ay, özellikle Osiris ve ilgili festivalleri ifade eder.
Peret (Tohum Ekme Mevsimi)
Tybi: Beşinci ay, tohumların ekildiği dönemdir.
Mechir: Altıncı ay, büyümenin başladığı dönemdir.
Phamenoth: Yedinci ay, mahsullerin büyümeye devam ettiği zamandır.
Pharmuthi: Sekizinci ay, büyüme mevsiminin son aşamasını ifade eder.
Shemu (Hasat Mevsimi)
Pachons: Dokuzuncu ay, hasat döneminin başlangıcıdır.
Payni (Pa-En-Inty): Onuncu ay, hasadın ortasıdır.
Epiphi: On birinci ay, hasat sona erer.
Mesore: On ikinci ay, yılın son ayıdır ve Sirius yıldızının yükselişini ifade eder.

Bu 12 ayın dışında, her yılın sonunda 5 ekstra gün eklenirdi. Bu günler “epagomenal günler” olarak adlandırılır ve genellikle tanrıların doğum günleriyle ilişkilendirilir (Osiris, Horus, Set, İsis ve Nephthys)

« Older posts

© 2025

Theme by Anders NorenUp ↑